Gün 3: Amasya’dan Ordu’ya

Güne erken saatlerde Amasya’da, otelimde yaptığım kahvaltıyla başladım. Otele gelen turist grubunun yarattığı kalabalıktan bir an önce kurtulmak için yola düşmem gerekiyordu.

Bu arada Amasya’nın bende bıraktıkları hakkında da birkaç cümle yazayım.

Amasya, eğer benim gibi İstanbul’dan yola çıkıyorsanız Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerine yapacağınız yolculuklar için harika bir başlangıç ya da bitiş noktası. İstanbul’dan yola çıkıp doğrudan Amasya’ya gelebilir ya da tam tersini yapabilirsiniz. Bir gün burada dinlendikten sonra yolunuza devam edebilirsiniz. Bu dinlenme gününü de boş geçirmemiş olursunuz. Zira Amasya hem görülecek yerler bakımından zengin, hem de oldukça kompakt bir kent.

Neyse, yolculuğumun hikâyesine geri döneyim.

Amasya’dan yola çıktıktan sonra ilk durağım Niksar’dı. Yolda da Talazan Köprüsü’nü ziyaret edecektim.

Talazan Köprüsü, Niksar’a 15 kilometre uzaklıkta. Köprünün bir kitabesi yok, dolayısıyla ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Talazan köprüsü, bölge halkı tarafından bilinen eserlerden. Gelin ve damatlar, nikah törenleri öncesinde burada fotoğraf çektiriyorlarmış. Ama yoldan geçip gidenler için bulması zor bir yerde. işte böyle gizli hazineleri bulmak için önce bakmanız gerekiyor.

talazan köprüsü

Talazan Köprüsü’nde biraz vakit geçirdikten sonra Niksar’a vardım. karnım acıkmıştı. Oldukça salaş olan Akasya Restoran’da buldum kendimi. İyi bir seçim yapmıştım.

Ne yalan söyleyeyim, Niksar beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Daha yeşil bir yer beklerken kendimi inşaatların, tozun toprağın içinde buldum.

Ama Niksar’dan çıkıp Ordu’ya doğru yönelince işin rengi değişti. Manzara güzelleşmeye, ortam yeşillenmeye başladı. Gerçek Karadeniz’e doğru sürmeye başlamıştım. bunu da aniden bastıran sis ve yağan yağmurdan anladım.

Niksar – Ordu yolundaki sis sürüşü oldukça zorlu hale getirdi. Yolun bazı bölümlerinde görüş neredeyse 2-3 metreye kadar düştü. Sise yağmur da eşik edince, şartlar benim için oldukça zorlaştı. Ama işte Karadeniz’de sürmek, böyle bir şey.

Motosiklet ve ekipman konusunda ne kadar iyi bir tercih yaptığımı ilk burada anladım. BMW F 850 GS kışın gerçekleşen kar yağışı nedeniyle deliklerle dolu yolda sorunsuz bir şekilde ilerliyor, BMW Motorrad sürücü ekipmanlarım da beni yağmurun ve soğuğun etkilerinden mükemmel bir şekilde koruyordu.

Korgan civarında rastladığım ihtiyar delikanlılar beni aralarına davet ettiler. Birlikte birer soda içerken muhabbet ettik. Aralarından biri uzun yıllar yurt dışında çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönüş yapmış. Hayat pahalılığı, çiftçiliğin zorlukları derken benim için tekrar yola düşmenin vakti gelmişti.

Karadeniz kıyısına yaklaştıkça sis kalkmaya, yağmur bulutları açılmaya başladı. Fatsa’yı geçtikten sonra günü Karadeniz kıyısında bitirmeye karar verdim. Meşhur Ordu tostu ile (laf aramızda neden meşhur olduğunu pek anlayamadım.) karnımı doyurduktan sonra Ordu’daki otelime yerleştim.

"Yol Var Gidersen" bir Wave Istanbul projesidir.
© 2022 Wave Istanbul