Erken bir saatte güne başladım. Bugün yolum biraz uzundu. Buralara kadar gelmişken, Ordu’yu da görmeden yola devam etmek istemiyordum.
Şansıma konakladığım otel, olukça merkezi bir konumdaydı. Otelden çıkıp biraz yürüdükten sonra Karadeniz kıyısına vardım. Tepemden teleferikler geçiyordu. Bu teleferiklerin Boztepe’ye çıktığını öğrendim ve kendimi hemen teleferiğe attım.
Hava biraz kapalı olsa da oldukça güzel bir teleferik yolculuğundan sonra Boztepe’ye ulaştım. Boztepe, kahvaltı ve akşam yemeği için Ordu’da gelinebilecek yerlerden. Buraya teleferikle ulaşmak güzel bir deneyim. Boztepe’nın manzarası da oldukça güzel.
Boztepe’de çayımı içtikten sonra otelime geri döndüm. Yola koyulma vakti gelmişti.
Biraz yolum uzayacak olsa da ilk olarak Yason Burnu’nu görmek istedim. Burası filmlere de konu olmuş meşhur Jason ve Argonotlar efsanesinin yaşandığı yerler. Yarımada üstünde yer alan kilise oldukça etkileyiciydi.
Biraz Karadeniz kıyısında ilerledikten sonra Giresun’a vardım. Giresun’u geçer geçmez de Kümbet Yaylası’na gitmek için güneye doğru döndüm.
Online gezi gruplarında yapılan Karadeniz gezi planlarını görüyorum. bu planlar genellikle Karadeniz kıyısında ilerlemekten oluşuyor. Ancak gerçek Karadeniz bölgesi tecrübesinin iç kısımlarda olduğunu söylemem gerek. Bu yüzden ben bu gezimde sık sık iç bölgelere girip çıktım.
Kümbet Yolu’nun Giresun girişinde sağ tarafta Giresunspor’un maçlarını oynadığı stadyumu gördüm. Stadyumun ismi “Çotanak Stadyumu”. İsmiyle bu stadyum, aklımda yer edindi.
Giresun’un kent görüntüsü yavaş yavaş silinmeye, yol da bir orman yoluna dönmeye başladı. Kaliteli asfalt ve güzel virajlar heyecan verici olmaya başladı. Akşam saatlerinde Kümbet Yaylası’na vardım.
Kümbet Yaylası’nda konaklamak biraz sıkıntılı bir iş. Zira yaylada çok fazla tesis yok, olanlar da cebi dolu turistleri hedefliyor. Ancak ben hem uygun fiyatlı hem de otantik bir tecrübe yaşayabileceğim yerler arıyorum. Aradığımı da Çam Işığı Pansiyon’da buldum.
Çam Işı Pansiyon’u Metin Evci (nam- diğer Koruk Metin) ailesiyle birlikte işletiyor. Mütevazı bir aile işletmesi. Çok fazla bir şey beklememek gerekiyor. Ancak Koruk Metin ve ailesinin konukseverliği ve yemekleri burayı konaklamak için ideal hale getiriyor. Manzara da harika.
Pansiyona vardığımda bu akşam Kümbet Festivali olduğunu öğrendim. Normalde festival, başka tarihlerde düzenleniyor. Şansıma bu sene, benim Kümbet’te olduğum zaman düzenlenmiş. Durum böyle olunca, hemen festival alanına gittim. Festival alanında da davul zurna ile halay çekerek günü bitirdim. Yorucu bir güne harika bir son.